“Neden herkes mutlu, ben değilim?” lafı size tanıdık geliyor değil mi? Yalnız değilsiniz, çünkü bu düşünce hepimizin zaman zaman kafasından geçiyor. Hepimize dünya sorunlarla dolu, sonu her an gelebilecek bir yer olarak görünüyor. Acı veren ve kaçmak istediğimiz bir yer. Ama nereye kadar kaçabiliriz?
Evet, sorunsuz bir yaşam mümkün. Peki nasıl?
Öncelikle işe bakış açımızı değiştirmekle başlarız. Sorunsuz bir yaşamın ilk sırrı, yeni bir bakış açısı benimsemektir. Sorunları yaşamımızdan uzaklaştıramayız, pekâlâ zihnimizden uzaklaştırabiliriz. Sorun olmasından kaçmak boşuna bir çabadır. Sorunlardan kaçtıkça yerini yenileri alır. O yüzden sorunları kabul etmek ve onlarla uğraşmak gerekir. Asıl mesele, sorunları yaşarken ortaya çıkan zihin karışıklığıdır. Böyle yapmakla sorunu çözmez, daha da büyütürüz. Zihnimizi sorunu çözme üzerinde odaklamalıyız.
Belki bir iki sorunumuz olduğunda, sürekli onları düşünerek oyalanıp, hatta sorunlarımızın olmasından keyif bile alabiliriz. Ta ki sorunlar üst üste gelip işin içinden çıkılmaz bir hal alana dek böyle yapmaya devam edebiliriz. Sorunlarla boğuşurken başvurabileceğimiz en iyi çarelerden biri meditasyon yapmayı öğrenmektir. Meditasyon, zihin karmaşasını dindirip gerçek sorunun ne olduğunu daha iyi anlamamızı ve sorunu çözmemizi kolaylaştırır.
Zihnimiz, oldukça karmaşık çalışan bir bilgisayar gibidir. Nasıl depresif, yalnız, gergin, mutlu, meraklı veya yaratıcı olacağını bilir. Tüm bu ruh hallerini aslında sonradan öğrendik, çünkü tek bir ruh hali bile bir dizi beceriyi gerektiriyor. Mesela, kişi depresifse, zihninden geçen neşeli düşünceleri kovmakta ve negatif olanlara tekrar odaklanmakta çok iyidir. Bu bir beceridir. Eğer yaşamımızın idaresi bizde değilse, bunu başkası bizim için yapıyorsa, o kişinin bizi götüreceği yer pek hoşumuza gitmeyebilir. O nedenle içimizdeki programlanmış düşüncelerin nasıl değiştirilebileceğini öğrenebilir, acı verici hatıralara geri dönüp onları hoş bir müzikle sarmalayıp değiştirebiliriz. NLP bunu yapma tekniklerinden sadece birisidir.
Acı verici hatıralar herkeste vardır ve sayısızdır. Meditasyonla, NLP ile EFT ve benzeri gibi tekniklerle olumsuz geçmişin duygusal yükünü boşaltabilir, hatta onları olumlu hale çevirebiliriz. Hatıralar, sürekli değişip durduğundan plastiğe benzerler. Hatıralar katı, değişmez, esnemez şeyler değildir. Onları sürekli olarak baştan yorumlar dururuz. Bir şeyi hatırladığımız her defasında onu baştan yaratırız. Bu nedenle, öğrendikçe ve olgunlaştıkça bazı şeyler artık canımızı sıkmaz. Tekrar dönüp baktığımızda hatırladığımız şeyler değişmiştir, çünkü biz değişmişizdir. Evet, gerçekten değişebiliriz.
Her zaman sorunlarımız olacaktır. Fakat, sorunlarımız var diye her zaman acı çekmek zorunda mıyız? Yanıtı bize bağlı. Eğer biz istemiyorsak, geceleri yatakta endişe içinde bir sağa bir sola dönüp durarak sabahlamak zorunda değiliz. Bazen başka seçeneğimiz yokmuş gibi gelebilir, çünkü sorunlar çok büyükmüş gibi görünebilir, ama her zaman yapabileceğimiz bir şeyler var. Zihnimizin kontrolünün nasıl ele alınacağını öğrenmemek de bir seçimdir. Zihnimizin kontrolünü ele almazsak, sorunlarımızdan dolayı başkalarını suçlamaya devam eder dururuz. Sorumluluğu daha çok ele aldıkça, sorunsuz bir yaşama adım atarız. Merak etmeyin, hiçbir şeyi değiştirmiyoruz, sadece kendimizi değiştiriyoruz, o kadar.
İnsanlar sorunları yüzünden büyülü formüllerin, hapların, hızlı çarelerin ve tuhaf yolların peşinde, ama böyle şeyler maalesef sorunlara çare değil. Bir şişe içinde satılamadığından gerçeği kimse bize anlatamıyor. Sorunsuz bir yaşam, içimize dönmekle başlar. Karar vermek dışında yapmamız gereken başka bir şey yok. Ne kırmızı bir hap ne de mavi. Seçim bize kalmış.