Mutluluğu hiçbir zaman başkalarından beklememeliyiz. Bir gün kapı çalacak ve mutluluk bize sunulacak gibi bir beklenti içinde olmamalıyız.
Mutluluk kendi bilgi ve becerimizi kullanarak, sinir sistemimizde bizzat kendimizin üretebileceği özel bir enerjidir. Bir santralin enerji üretmesi için bilgi, teknik donanım, yakıt, personel, bina gibi unsurlar gerekliyse, benzer şekilde biz de gerekli unsurları bir araya getirerek bir santral gibi mutluluk enerjisini üretmeye başlayabiliriz. Nasıl ki santral, ürettiği enerjiyle pek çok işi gerçekleştirebiliyorsa, örneğin aydınlatabiliyorsa, makineleri çalıştırabiliyorsa, aynı şekilde biz de içimizde ürettiğimiz enerjiyle kendimiz ve çevremiz için pek çok olumlu şeyleri gerçekleştirebiliriz.
Doğa yasaları, en büyük özelliği fırlatıldığı yere doğru dönmek olan bumerang gibi işler. İyi veya kötü, ne yaparsak yapalım, bir zaman ve bir şekilde bize geri dönecek, yansıyacaktır. Bu bütünsellik içerisinde nasıl davrandığımız, düşündüğümüz çok önemlidir. Kin, aşırı hırs, nefret, ihtiras, kıskançlık, yalan, hırsızlık gibi yoğun negatif enerji içeren düşünce ve davranışlara izin verilerek yapılan yanlışlar, bir zaman diliminde ve belki başka bir isimle bize geri yansıyacaktır. Aynı şekilde, özellikle karşılığında bir ödül beklentisi olmadan yapılan olumlu düşünce ve eylemler de bize iyilik, güzellik, sağlık olarak geri yansıyacaktır.
Kendimizi iyi olmak için zorlamamalıyız ve bir beklentiyle “veriş” içerisinde olmamalıyız. Olumlu davranışlar kalp düzeyinde olmalı, istekle yapılmalı, tüccarca bir alışveriş olmamalıdır. İyilik yapıp karşılığını bekleyen bir tutum içinde olmak, mekanizmanın güçlü ve derinden işleyişini, doğallığını bozar.
Mutluluğun diğer faktörlerinden biri de geleceğimizi şu ana dayalı olarak oluşturduğumuzun bilincinde olmaktır. Geçmiş artık yaşanıp bitmiştir, gelecek ise bugünün temelinde oluşmaktadır. Zihnimizi, yaşanıp bitmiş olan ve artık değiştiremeyeceğimiz geçmişe yoğunlaştırıp enerjimizi tüketmek yerine, bu enerjiyi, olumlu yönde etkileyebileceğimiz geleceğe yöneltmek çok daha verimli olacaktır.
Zihnimizde asla negatif hiçbir düşünce barındırmamalıyız. Belki o an, özel bir bilinç anımızda olabilir ve olumsuz bir düşüncenin gerçekleşmesi için tohum ekmiş olabiliriz. Bu yüzden daima pozitif tohumlar ekmeli ve böylece geleceğimizi pozitif yönde etkileyerek geliştirmeliyiz.
Bugünü dün oluşturmuştuk, yarını da bugün oluşturuyoruz.