Bize acı çektiren, şeylerin kendilerinden çok, onlarla ilgili duygularımızdır; başkalarını suçlamak bunu takip eder ve aptalcadır. Dolayısıyla, acı çektiğimizde, aksilikle karşılaştığımızda, rahatsız olduğumuzda ya da kederlendiğimizde, gelin başkalarını suçlamayalım, fakat kendi tutumlarımızı inceleyelim.
Dar kafalı insanlar bir talihsizlikle karşılaştıklarında alışkanlıkla başkalarını suçlarlar. Bilgelik yaşamına kendini adamış olan insanlar bir şeyi veya başka birisini ani ve mantıksız bir güdüyle suçlamanın aptallık olduğunu, suçlamanın gerek başkalarına gerekse kendilerine hiçbir şey kazandırmadığını anlarlar.
Ahlaksal gelişimdeki düşüklüğün işaretlerinden birisi, gittikçe artan bir şekilde başkalarını suçlamaktır. Parmakla karşıdakini işaret edip suçlamanın boşluğunu görmeliyiz. Kendi tutumlarımızı araştırıp kendimiz üzerinde daha fazla çalıştıkça, isteğimiz dışında gelişen olaylara kolay açıklamalar aradığımızda kapıldığımız fırtınalı duygusal tepkilerden kurtulmaya başlarız.
Şeyler basit bir şekilde ne iseler odurlar. Öteki insanlar ne düşüneceklerse onları düşünecekler, bu bizi ilgilendirmez. Kimseyi ayıplamayın, kimseyi suçlamayın.