Mutluluk ve özgürlük, bir tek ilkenin açık seçik anlaşılmasıyla başlar: bazı şeyleri kontrol edebiliriz, bazı şeyleri edemeyiz. Ancak siz bu temel kuralla yüzleştikten, neyi kontrol edebileceğinizi ve neyi edemeyeceğinizi öğrendikten sonra, içsel sakinliğe ve dışsal etkinliğe ulaşabilirsiniz.
Kontrolümüz altına alabileceğimiz şeyler, zanlarımız, şiddetli arzularımız, isteklerimiz ve bizi tiksindiren şeylerdir. Bu alanlar bizi doğrudan ilgilendiren şeylerdir, çünkü onlar doğrudan etki alanımız tarafından yönetilirler. Biz her zaman içsel yaşamlarımızın içindekiler ve karakterimizle ilgili bir seçime sahibizdir.
Bununla birlikte, kontrolümüz dışında olanlar, ne çeşit bedene sahip olduğumuz, zengin ya da fakir bir aileye doğmamız, diğer insanlar tarafından nasıl görüldüğümüz ve toplumdaki düzeyimiz gibi şeylerdir. Bütün bu şeylerin dışsal olduklarını ve dolayısıyla bizi doğrudan ilgilendirmediklerini anımsamalıyız. Kontrol edemeyeceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz şeyleri kontrol etmeye ve değiştirmeye çalışmamız yalnızca şiddetli acı duymamıza neden olur.
Anımsayın: güç alanımız içindeki şeyler doğallıkla emrimiz altındadır, kısıtlanamaz ve engellenemez; fakat güç alanımız dışındaki şeyler zayıf, bağımlı ya da başkalarının geçici heves ve edimleriyle belirlenen şeylerdir. Şunu da unutmayın ki, eğer siz doğallıkla sizin kontrolünüz altında olmayan şeyler üzerinde yönetme özgürlüğünüz olduğunu düşünürseniz ya da başkalarının işlerini sanki sizin işiniz gibi benimserseniz, bu çabalarınıza engel olunduğunda ‘siniriniz bozulur’, ‘endişeye kapılırsınız’ ve ‘başkalarının hatasını arayan bir insan olursunuz’.