Edeb Ya Hu!

0
240

Tanrı’dan edebe muvaffak olmayı dileyelim. Edebi olmayan kimse Tanrı’nın lûtfundan mahrumdur.

Edebi olmayan yalnız kendine kötülük etmiş olmaz. Belki bütün dünyayı ateşe vermiş olur.

Alışverişsiz, dedikodusuz Tanrı sofrası gökten iniyordu.

Musa kavmi içinde birkaç kimse terbiyesizce “hani sarımsak, mercimek” dediler.

Ondan sonra gökyüzünün sofrası, ekmeği kesildi; ekme, bel belleme, orak sallama kaldı.

Sonra İsa şefaat edince Hak, yemek sofrası ve tabaklarla ganimetler gönderdi.

Yine küstahlar edebi terk ederek sofradan yemek artığını aşırdılar.

İsa bunlara yalvardı. “Bu devamlıdır, yeryüzünden kalkmaz.

Bir ulu kişinin sofrası başında kötü zanna düşmek ve harislik etmek küfürdür” dedi.

O rahmet kapısı, hırslarından dolayı bu görmedik dilencilerin yüzlerine kapandı.

Zekat verilmeyince yağmur bulutu gelmez, zinadan dolayı da etrafa veba yayılır.

İçine kasavetten, gussadan ne gelirse korkusuzluktan ve küstahlıktan gelir.

Kim dost yolunda pervasızlık ederse erlerin yolunu vurucudur, namert odur.

Edepten dolayı bu felek nura gark olmuştur: Yine edepten dolayı melekler masum ve tertemiz olmuşlardır.

Güneşin tutulması, küstahlık yüzündendir. Bir melek olan Azazil de yine küstahlık yüzünden kapıdan sürülmüştür.

KaynakMevlana, 'Mesnevi'
Fani
Alem ancak ilimle anlaşılabilir. İlim arttıkça da alemler değişir ve çoğalır. İşte biz bu ayrı ayrı alemleri süratle bir noktada toplayabildiğimizde insan oluruz.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir


YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz