Dünya Barışı İçin İnsanoğlu Vejetaryen Olacaktır

0
340

Resim: “Koifish” – Liza Lambertini

Genelde daha sağlıklı olmak ve evrimleşmek isteyen bir kişi için, bedenin içerisine ikinci bir beden sokmamasının daha doğru ve yararlı olduğu düşüncesindeyim. Ayrıca geçmişte ve günümüzde yaşayan birçok dahinin, sanatçının, politikacının, müzisyenin ve bilim adamının, Leonardo’dan Einstein’a kadar zirveye imza atmış pek çok kişinin vejetaryen olduğunu vurgulamak, sanıyorum, et yemeyen kişilerde beslenme bozukluğuna veya zeka düzeyinde eksiklik olacağına dair iddiaların geçersiz olduğunu kanıtlar.

Bitkiler ise genelde çok yavaş, duygusal tepki gösterir. Çok geniş bir zaman dilimi içerisinde, son derece yavaş toksin salgılarlar. Ağaçlar ve bitki alemi uyku bilincindedir. Bu yüzden olumsuz herhangi bir madde salgılamazlar. Ancak bitkinin tümünü tüketmiyorsanız, sürekli olarak, örneğin bir ağacın aynı dalından yaprak koparıyorsanız veya sürekli olarak aynı tarafını kesiyorsanız, uzunca bir süre sonra, o bitkinin o dalında da veya o ağacın o kısmında da olumsuz bazı maddeler veya toksinler oluşmaya başlar. Afrika’da araştırma yapan botanikçiler, zürafaların sürekli olarak kendilerine kolay gelen aşağıdaki dalları veya hep aynı ağacın aynı dallarını yemediklerini, her gün bir sonraki ağaca geçerek ve ara ara yükseklik değiştirerek beslendiklerini gözlemlemişlerdir. Yaptıkları araştırmalarda, bir ağacın hep aynı tarafının dalı yenildiği veya koparıldığı takdirde, zamanla o kısmın toksin oluşturduğunu, hastalık yapabileceği için hayvanın onu yemediğini bulmuşlardır.

Vejetaryen kişilere yöneltilen eleştirilerden biri de, hayvanlar da bitkiler de canlı olduğuna göre, ikisini de yemek arasında pek bir fark olmadığıdır. Fakat daha önce açıkladığım gibi, bu, bilimsel olarak doğru değildir. Çünkü bitkiler acı çekmiyor, ayrı bir bilinç halinde ve düzeyinde, uyku bilincinde oldukları için tüketildiklerinde toksin oluşturmuyor, insan bedenine zararlı herhangi bir madde üretmiyorlar. Ayrıca biz çoğu zaman bitkilerin kendisini değil, onun ürününü veya bir bölümünü, yani elma ağacını değil elmayı, tüm fidanı değil fasulyesini yiyoruz. Veya o bitkinin normal evresini tamamlayıp zaten yok olacağı bir dönemde onu tüketiyoruz. Örneğin, karpuzu, çileği, armudu, enginarı, baklayı olgunlaşmadan koparmamak iyi olur; böylece hem bitkinin daha iyi ürün vermesini sağlarsınız, hem de zaten kısa bir süre sonra, doğadaki yaşam süresini doldurduğu için çürüyüp yok olacağından, onu tüketmekle ona bir zarar vermemiş olursunuz. Oysa bir hayvan öldürüleceği zaman, çok yoğun bir şekilde negatif maddeler salgılar; kuvantum düzeyindeki duygular, düşünceler, endişe, korku ve heyecan vücutta bazı olumsuz maddelere dönüşür. Bir köpeğin aniden size doğru koşarak gelmesi, sizde korku duygusunun adrenalin salgılanmasına yol açıyorsa, yani hisler maddeye dönüşüyorsa, hayvanlar da his düzeyinde daha derin sezgilere sahip oldukları için, öldürüleceklerini hissettiklerinde şiddetli bir negatif duygu karışımıyla kimyasal hormon salgılarlar. Bunlar da kana geçerek maddeye dönüşür. Bu hayvanın etini tüketen kişi de bu negatif maddeleri bedenine almış olur. Buna bağlı olarak, uzun süre et ağırlıklı beslenildiği zaman, bedende birçok olumsuz etkiler görülür. Bu negatif maddeler, bedene sürekli ve yoğun olarak girdiği takdirde, olumsuzluklar sadece bedenle sınırlı kalmayıp, kişinin bilincinde bulanıklıklara ve ruhsal yapısında daha saldırgan bir tabloya yol açar.

Vejetaryen beslenme, belli bir süre sonra insanın ruhsal, zihinsel ve duygusal yapısında bir incelme ve saflaşma yapar. Vejetaryen olan kişilerde, daha olgun bir ruhsal yapı gelişimi, doğaya daha fazla sahip çıkma, davranışlarında hayvani dürtülerin giderek yok olması ve saldırganlığın giderek azalması gözlemlenmektedir. Vejetaryenlerin genel olarak davranışları, tepkileri daha ince, daha insancıldır.

Bugün için çok iddialı bir söz gibi gelebilir; fakat gelecekte dünya barışı için, insanoğlunun vejetaryen olmasının hem çok önemli, hem de gerekli bir aşama olacağını vurgulamak isterim. Daha önce yamyamlığı yaşayıp terk eden insanoğlu, şimdi de önce kırmızı eti, zamanla da diğer canlıları yemeyi terk edecek ve giderek barışçıl, daha az saldırgan bir canlı türü olacaktır.

KaynakDr. Ender Saraç, 'Ayurveda'
Şifacı
Şifa, Doğa'dan gelir.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir


YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz