Doğada cömertlik ruhu Tanrı’ya giden bir yol kurar; zira cömertlik dışa dönüktür, kendiliğindendir. Onun doğası geniş bir ufka doğru yol almaktır. Bu nedenle cömertlik yüreğin hayırseverliği diye adlandırılabilir. Cömertlik ruhunun mutlaka her zaman para harcayarak gösterilmesi gerekmez. Bu küçük şeylerle de gösterilebilir.
Cömertlik kişinin günlük hayatta karşılaştığı insanlara karşı yaptığı her küçük edimde gösterdiği bir tavırdır. Bir gülümsemeyle, nazik bir bakışla, sıcak bir tokalaşmayla, cesaretlendirerek gencin omzuna vurmakla, sevgi gösteren bu vuruşla cömertlik gösterilebilir. Cömertlik hemcinsini ağırlamakla, onu buyur etmekle, arkadaşını uğurlamakla gösterilebilir; düşüncede, sözde, edimde, her türlü tarz ve şekilde insan dostunun, ilahinin işareti olan bu cömert ruhu gösterebilir.
İncil cömertlikten hayırseverlik sözcüğüyle bahseder. Fakat eğer ben cömertlik sözcüğünü yorumlasaydım, ona asalet derdim. Hiçbir rütbe, mevki ya da güç kişinin asil olduğunu ispatlayamaz. Gerçek asil, yüreği cömert olandır. Cömertlik nedir? Asalettir, yüreğin büyümesidir. Yürek büyüdükçe ufuk da genişler ve kişi Tanrı’nın krallığını kuracak daha büyük bir alan bulur.
Depresyon, umutsuzluk ve her tür üzüntü cömertlik eksikliğinden kaynaklanır. Kıskançlık neden kaynaklanır? Yürek ağrısı neden kaynaklanır? Hepsi de cömertliğin eksikliğinden kaynaklanır.
Kişinin tek bir kuruşu olmayabilir ve yine de eğer büyük bir yüreği, dostça bir duygusu varsa cömert olabilir, asil olabilir. Hayat, yaşamdaki pozisyonu ne olursa olsun, cömertlik ruhuna sahip olup olmadığını göstermek için insana her fırsatı sunar.
Kişinin yaşam boyunca karşılaştığı insanlarda ortaya çıkan düşüncesizlik ve saygısızlığın yanısıra, insan doğasının değişebilirliği ve sahteliği ve üstüne üstlük bencillik ve kişiye onu rahatsız eden ve sıkan bir ruh aşılama, bütün bunlar dünyevi hayatın ortasında herkesin geçmesi gereken bir sınav ve testtir.
Eğer kişi bu test ve sınav boyunca, onu hedefine doğru yolculuğundan alıkoymak için dünyanın dört bir yanından gelen etkilere izin vermeyerek yöneldiği istikamete doğru yürür ve bu hayırseverlik prensibine sıkı sıkıya tutunursa sonunda yaşamın kralı olur, gittiği yere vardığında cebinde tek bir kuruş kalmasa bile. Bu dünyevi zenginlik değildir, insanı zengin kılan. Zenginlik, cömertlik ruhunun ortaya çıktığı ve insan ruhunda gizli olan bu altın madenini keşfetmekten doğar.
Biri peygambere kimin daha erdemli olduğunu sordu: sürekli dua eden dindar mı, kutsal bir hac ziyareti yapmak için seyahat eden yolcu mu, gece gündüz oruç tutan mı, yoksa kutsal kitabı ezberleyen mi? ‘Bunların hiçbiri,” dedi peygamber, ‘yaşamda yüreğinin hayırseverliğini gösteren kadar büyük değildir.’