Bedenin farkında olmak, hayat boyu süren bir öneme sahiptir. Yetişkinler arasında fiziksel duyarlılıklarını kaybetmiş olanlar çoktur. Bacaklarının, ayak bileklerinin ya da bedenlerinin herhangi bir yerinin nasıl durumda olduğunu bile bilmezler.
Çoğumuz, ‘elim veya ayağım tutmasa bile yine de işe gitmem gerek’ diye düşünürüz. Bedeni cansız bir makine gibi görmek, asırlardır süregelen bir alışkanlık olmuş. Bedeni önemsemediğini söylemeyi gurur duyulacak bir özellik olarak görenler azımsanmayacak kadar çoktur. Bedenlerini benzin bitene dek sürülecek bir kamyon olarak düşünenler, ara sıra usulen bedenlerinin nasıl olduğunu merak ederler, ama gelecek cevaptan hoşlanmayacaklarını düşünerek gelen cevabı da genelde dinlemezler bile. Derken bir gün doğa ana türlü hastalıklarla kapıya dayanır.
İnsanların bedenlerine karşı takındıkları tavır hastalandıklarında daha da belirginleşir. Bedenleri onlardan ayrı bir nesneymiş gibi “hastalandım” derler. Garip bir edilgenlik vardır. Yataklarına yatıp olağanüstü bir doktorun harikalar yaratan bir ilaçla gelip onları kurtaracağı günü beklemeye başlarlar. Bilimdeki müthiş ilerlemeler, bu edilgenliklerini örtmek için biçilmiş kaftandır. Mikropların, virüslerin bedene nasıl saldırdıklarını bildikleri gibi penisilinin ve diğer antibiyotiklerin onları nasıl iyileştireceğini de eksiksiz öğrenmişlerdir. Fakat bu tür şeyler, kesinlikle bedeninin farkında olan insanın sergileyeceği türden bir yaklaşım değildir. Ancak bedenlerinin bütünlüğünü algılamaktan yoksun olanlar “Zatürre mikrobu beni yatağa düşürdü ama penisilin beni yine ayağa kaldıracak” türünde edilgen bir tavır içine girerler.
Tıbbın önerdiği yardımı reddetmek nasıl yanlış bir davranış olursa, insanın bedeni üzerindeki egemenliğinden vazgeçmesi de o denli hatalıdır. Kendi kendimizi idare etmeyi bıraktığımız an psikolojik kökenli her çeşit rahatsızlığa davetiye çıkarırız. Normal yürüyememe, nefes darlığı çekme, kamburluk gibi vücut fonksiyonlarındaki herhangi bir bozukluk ya da aksamanın sebebi hayat boyu bedene bir makine muamelesi yapmakta aranmalıdır.
Ana kural “bedeni dinlemektir”. Bedeninin sesini duyabilecek kulaklara sahip hassas kişiler, daha sağlıklı yaşamak ve daha çabuk iyileşmek konusunda bedenlerinden bir sürü bilgi edinirler. Belirli aralıklarla hastalanıp durmayacak sağlıklı bir bedene sahip olmanın yolu, insanın yaşam ritmini bedeninin ve duygularının ritmiyle aynı frekansta tutmasından geçer.