Ayurveda’nın Şifalı Bitkilere Bakışı

0
1782

Ayurvedik ilaçlarda kullanılan özel bitkiler, istenilen yararlı etkileri verebilmeleri için, belirli bir mevsimde ve günün belirli bir saatinde özenle toplanırlar. Tıbbi etkisi olan bir bitkiyi, herhangi bir mevsim veya saatte koparıp; “İşte bu bitki şuna iyi gelir” gibi genel bir yaklaşım, Ayurveda’da yanlıştır. Çünkü her bitkinin farklı zamanlarda, değişik etkileri olabilir. Bitkilerin de belli bir toplanma ve kullanılma yöntemi vardır. Bitkilerin sadece ne oldukları, hangi bitki oldukları değil, aynı zamanda uygun bir ortamda veya coğrafyada yetişip yetişmedikleri; hangi saatte ve ne şekilde koparıldıkları, hangi mevsimde toplandıkları da son derece önemlidir. Eğer bir bitki uygun şekilde toplanmaz ve uygun zamanda hazırlanmaz ve özellikle saflığı, doğallığı korunmazsa, tıbbi niteliği azalır. Örneğin Ayurveda’da kullanılan bitkiler yılın belirli zamanında, belirli şekilde, sabah erken saatte veya güneş yeni doğduğunda veya çiğ düştüğü zaman, özenle toplanırlar. Bu durum bitkinin, kuvantum düzeyinde, en yüksek ve olumlu titreşimlerle dolu olduğu anıdır.

Bitkilerin önümüze gelene kadar geçirdiği aşamaların önemine değindim. Ancak kullanılış biçimi, neyi, ne zaman, kimin, ne şekilde tükettiği de çok önemlidir. Örneğin adaçayı yararlı bir bitkidir; ama genelde uyarıcı olduğu için, akşam içildiğinde uykusuzluk yapabilir. Adaçayının içinde doğal östrojen vardır. Östrojeni fazla olan bir kadın veya erkek için, aşırı derecede adaçayı içmek zararlı olabilir. Melissa biraz tansiyonu düşürür, gevşetir ve rahatlatır. Çalışmak zorunda olduğunuz bir zamanda almak doğru değildir. Bunun tersine, Ayurveda’ya göre zararlı olarak kabul edilen bazı maddeler, örneğin sarımsak, bazı durumlarda ilaç gibi kullanılabilir. Ruhsal gelişim için iyi etkileri olmadığından, sarımsağın ağız yoluyla alınması pek önerilmez. Sarımsak, havanda ezilip, ağrıyan yere dışarıdan sürülerek, romatizmal durumlarda, antimikrobik etkisiyle; gribal durumlarda, tansiyon düşürücü etkisiyle; yüksek tansiyonda, geçici olarak kullanıldığında yararlıdır. İlaç olarak, ağızdan alındığında, yerine göre kavrulması veya sütte haşlanması önerilir. Adaçayı ve sarımsak örneğinde, yararlı bir bitkinin belirli durumlarda zararlı, zararlı bir bitkinin de bazı durumlarda yararlı olabileceğini vurgulamaya çalıştım.

Doğa o kadar muhteşem ki, bir bitkinin zehiri söz konusu olduğunda, o bitkinin panzehirini de hemen yanı başındaki bir yerde var ediyor.

Vazgeçemediğimiz alışkanlıklarda, bağımlı olduğumuz maddenin zararlı etkilerini hafifletici, yararlı bitki kombinasyonlarına başvurabiliriz. Kişi kahve ve çaya çok düşkünse, bunları tükettikten sonra rezene tohumu çiğneyerek veya kahveyi kakuleyle pişirerek dengeyi sağlar ve daha az zarar görür.

Ayrıca hangi bitkiden nasıl yararlanacağımızı da bilmeliyiz. Bazı bitkileri kaynatmak, bazısını sıcak suda haşlamak gerekiyor. Örneğin adaçayı fazla kaynatıldığında zehirli bir etki yapabilir. Bu nedenle çok kısa süre haşlama yöntemi uygundur. Oysa zencefili sadece sıcak suda tutarak etkisini tam alamazsınız, biraz kaynatmanız gerekir.

Ayurveda’daki bitkinin, tüm olarak ilaç değeri daha önemlidir, bitkinin sadece kökü, tohumu veya yaprağı değil, genel olarak her şeyiyle bir bütün olarak kullanılması söz konusudur. Belki bu noktada birbirlerine çok yakın olmasına rağmen Ayurveda, homeopatiden biraz ayrılıyor. Homeopatide bitkinin sadece bir kısmı kullanılır.

Bitkisel veya doğal tedavilerde şöyle bir inanç vardır: doğal olan her şey hatasızdır veya yan etkisizdir. Altını çizerek belirtmek gerekir ki, doğal yöntemler de uygun zaman ve dozlarda kullanılmalıdır. Tamamen doğal olduğu için, hiçbir zararının olmadığını düşünmek yanlıştır. Bir dönem son derece popüler olan kombuça mantarı çayını örnek verebiliriz. Kombuça mantarının fermantasyonu yoluyla elde edilen çayda, mantarın kattığı çok değerli vitaminler, aminoasitler, enzimler vardır. Mantarın kendisi de, haftada bir yenildiğinde, çok değerli bir gıdadır. Uzakdoğu kökenli olduğu tahmin edilen bu mantarın, herkese, her koşulda iyi geldiğini düşünmek ise yanlıştır. Örneğin ülseri olan birinin midesini daha da kötü yapabilir. Fermente ürünlere karşı reaksiyon veren fizyolojilerde olumsuz etki yapabilir. Ancak, belli koşullar altında kullanılınca, kesinlikle yararlı, doğal bir takviyedir. Birçok hastamda olumlu etkilerini bizzat gözlemledim.

Bitkilerin kullanıldığı bütün yöntemlerde (homeopati, Ayurveda, Çin tıbbı ve akupunktur, bioenerji, fitoterapi, aroma terapi) her bitkinin zararsız olduğu yaklaşımı yanlıştır.

KaynakDr. Ender Saraç, 'Ayurveda'
Toros
"Doğal bir şekilde yaşayacaksın ve neye ihtiyaç duyarsan onu bulacaksın."

Bu yazılar da ilginizi çekebilir


YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz