Tanrıtanımazlık olarak da bilinen, Tanrı’yı ya da tinsel varlıkları kabul eden metafizik öğretileri eleştirerek yadsıyan felsefi bir görüştür. Tanrı’nın varlığını kanıtlamaya çalışan teizmin karşısındadır. Ateistler, Tanrı konusundaki soruların yanıtlanamaz olduğunu öne süren agnostiklerden farklıdır. Onlara göre Tanrı kesinlikle yoktur.
Demokritos ve Epikuros, maddeci görüşleriyle ateizmi savundular. XVI. yüzyılda Niccolo Machiavelli, siyasetin törelerden ve dinden bağımsız olduğunu söyleyerek ateizme katkıda bulundu. David Hume ve Kant, insan aklını duyularla elde edilen deneyimle sınırlayarak, Tanrı’nın varlığını salt inanç sorununa indirgediler. XIX. yüzyılda, Ludwig Feuerbach, Tanrı’yı yadsımanın insanın özgürlüğünü kabul etmek olduğunu söyledi. Marx, dinin insanı kendine yabancılaştırdığını ileri sürdü.
Friedrich Nietzsche, Jean Paul Sartre, Albert Camus ateizme varoluşçu yorumlar getirdiler. Nietzsche’ye göre Tanrı’nın ölümü, insanı özünü bulabilmesi için özgür kılmıştı. Sartre ve Camus, insanın evrende tek başına olduğunu, kendi değerlerini özgürce belirleyebileceğini söylediler. Mantıksal olguculuğa göre Tanrı’nın varlığını kanıtlamaya çalışmak gibi var olmadığını söylemek de saçmadır. Çünkü doğrulanamayan bir Tanrı üzerine konuşmak anlamsızdır.