Anadolu’nun Şifalı Yemek Kültürü

0
921
“Yemeklerimiz ilaçlarımızdır, ilaçlarımız yemeklerimizdir.“
— Hipokrat

 

Yemekler sadece karın doyurmak amacıyla yenmemeli, bedenimize ve ruhumuza verdiği şifası göz ardı edilmemeli ve tefekkür boyutu da unutulmamalıdır. Şifalı ve zengin yemek kültürümüz Orta Asya’dan başlayan göçlerden, Selçuklu, Osmanlı ve Anadolu’ya dayanır.

Anadolu’da şifalı yemek zenginliğinin en önemli sebebi yüzyıllardır gelen yemek kültürü yanında ekoloji ve iklimdir. Ülkemiz, tespit edilebilen yaklaşık 10 bin çeşidin üzerinde endemik bitkiye ev sahipliği yapar. Diğer dünya ülkelerinde olmayan bitki çeşitliliğimizle farkımızı açıkça ortaya koymaktayız. Verimli iklim şartlarıyla yetişen şifalı bitkiler, Türk insanının misafirperverliğiyle birleşince ortaya sanat eseri denilebilecek nitelikte yemekler çıkar.

Türkler, İslamiyet’ten önce de sonra da misafirperverliğiyle bilinen bir millettir. “Misafir on rızıkla gelir, birini yer dokuzunu bırakır” gibi özdeyişler bu özelliğimizi tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir.

İslam kültüründe misafiri rahatsız etmeyecek kalitede ve zengin yemek çeşitleriyle sofralar hazırlamak gelenek haline gelmiştir. Çok uzun yıllar yemek kültürünü geliştirdiğimiz için sebzeler arası kombinasyonu keşfetmişizdir.

Sindirimde problem yaşatmayacak birbiriyle uyumlu tarifler oluşturulmuştur. Dolayısıyla sağlıklı beslenme uzmanlarının günümüzde bahsettikleri beslenme kuralları o devirlerde kendini göstermiştir. Örneğin; sindirim sistemi için en ideal başlangıç çorbadır. Çorba kültürü sadece Türklerde ve İslam kültüründe mevcuttur. Diğer bir örnekse, zeytinyağlı yemeklerle et yemeklerinin aynı anda tüketilmemesidir.

“Türk yemeklerinin tamamı şifalıdır” diyebiliriz. Anadolu’da her köyde doktor yoktur. Fakat her ailede anneanneler evin doktoru gibi yemek hazırlayarak tedavi yöntemleri geliştirmişlerdir. Örneğin, öksürük ve solunum yolları hastalıklarında anneler, çocuklarına çorba yapar, çorbaya da bol limon sıkıp nane ve acı biber eklerler. Burada amaç, çocuğun karnını doyurmak değil, kısa sürede iyileşmesini sağlamaktır.

Başka bir örnek ise, ishal olan çocuğa bol sumaklı salata yapıp yedirilir, kabız tedavisinde gül yapraklı yemekler ve sinameki tercih edilir. Bu çeşit tedavi yöntemlerine günümüzde “koca karı” ilacı denmektedir. Oysa ki “koca karı” ilacı “koca kayra” kelimesinden türemiştir. Karya bölgesinin zeytinyağı ağırlıklı olan şifalı yemekleri, tedavi edici özelliğiyle ilaç adını almıştır.

Bitkisel tedavinin tarihçesine bakıldığında, dünyanın en eski bitkisel tedavisiyle ilgili ilk kayda Anadolu’da rastlanmıştır. “Anadolu yemek kültürüyle tedaviyi öğrendim” diyen ünlü hekim Diaskorides, Anadolu halkından öğrendiği bilgilerle ününü tüm dünyaya duyurmuştur.

Günümüzdeyse fast food denilen hazır gıda, ayaküstü yemekler olduğu sürece sofralarda ziyafetten söz etmek imkansız hale gelmiştir. Oysa doğal malzemelerle hazırlanan, sevgi ve özenle hazırlanan yemek şifadır, sanattır.

KaynakAhmet ve Elmas Maranki, 'Şifalı Yemekler'
Şifacı
Şifa, Doğa'dan gelir.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir


YORUM YAP

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz