İçindekiler
Şişmanlık ve Zayıflık
Şişman tipin vücut mekanizması genel olarak zayıf olana göre daha fazla bloke olmuştur, çünkü bu tipler genellikle çok miktarlarda karbonhidrat ağırlıklı besinler tüketirler. Zayıf bir beden yapısına sahip olan kişilerin organizması daha çok fizyolojik ve kimyasal anlamda etkilenmektedir. Zayıf tiplerin geneli daha çok et ağırlıklı, yani tek yönlü bir beslenme tarzı sürdürürler. Bu durum da özellikle mide asidinin, ürik asidin, toksin ve proteinin artmasına neden olur.
Hastalığın Geçmişi
Genel bir kural olarak hastalarıma aşağıda belirttiğim soruları sorarım, çünkü onlardan elde edeceğim verilerin tedavi sürecinde çok büyük önemi vardır:
1. Ne kadar zamandır hastasınız?
2. Doktor hastalığınıza hangi teşhisi koymuştu?
3. Ne tür bir tedavi uygulanmıştı?
4. Kaç çeşit tedavi uygulanmıştı?
5. Herhangi bir ameliyat geçirdiniz mi?
6. Ameliyat öncesinde uygulanan tedaviler nelerdi?
(Hastanın yaşı, cinsiyeti ve genetik bir hastalık söz konusu mu vs tüm bunlar üzerinde durulması gereken diğer noktalardır.)
Hepsinden önemlisi hastanın mevcut beslenme düzenidir. Severek tükettiği besin maddeleri, yanlış alışkanlıkları, vücudunda herhangi bir tıkanma olup olmadığı ve varsa ne kadar süredir var olduğu; tüm bunlar çok önemli. Daha önce uygulamış olduğu diyetler de bilinmelidir. Hastanın mevcut beslenme düzenini yeni beslenme şekline adapte edebilmesi son derece gereklidir. Fakat bu değişiklik mümkün olduğunca yavaş bir seyir izlemelidir.
Teşhis Denemesi
En kesin bilgiyi verebilecek teşhis, kısa bir oruçla sağlanabilmektedir. Hasta, kısa bir oruç sırasında kendini ne kadar “kötü” hissederse, vücudundaki zorlanma da o ölçüde büyük ve zehirli demektir.
Hastada baş dönmesi veya baş ağrıları ne kadar şiddetliyse, kanı da o ölçüde mukus ve toksinle kirlenmiş demektir. Kalp çarpıntısı söz konusu ise, organizmasının herhangi bir yerinde iltihap oluşumuna veya -yıllar önce alınmış dahi olsa – birikmiş ilaç artıklarının kan dolaşımına girdiğine işaret etmektedir.
Vücudun iç bölgelerinde herhangi bir “tıkanma” orada hissedilen hafif bir ağrıyla teşhis edilebilmektedir. Deneyimli bir pratisyen, röntgen ışınlarına hiç gereksinim duymadan, sadece kısa bir oruç süresinden sonra doğanın yol gösterdiği işaretlerle insan vücudunun içsel durumunu teşhis ederek, gerçek bulguyu tüm o bilimsel donanım ve aletlerine sahip doktorlardan daha kesin bir şekilde tespit edebilir.
Sağlıklı ve normal kabul edilen fakat aslında mukusla tıkanmış bir insanda bu “kısa oruç bulgusu” denendikten sonra doğanın yol göstericiliği sonucunda hastalıklı durum mutlaka ortaya çıkarılır. Ve eğer “zayıf bir nokta” söz konusuysa ve gizlice büyüyorsa, doğanın yardımıyla bunun nerede olduğunu ve bu yanlış yaşam düzeni devam ettiği takdirde ileride nasıl bir hastalığa dönüşeceğini bütün çıplaklığıyla gösterecektir. Bu durum uzun yıllar sonra ortaya çıkacak bile olsa. İşte bu şekilde, hastalığın önceden kestirilebilmesi mümkün olabilmektedir.
Özel Teşhis
Farklı isimlerle adlandırılan çeşitli hastalıkların, hatta en ciddilerinin bile çıkış noktası ve nedeni itibariyle ve birikim gösterme eğilimiyle, vücutta meydana getirdikleri zorlanmanın hepsinde aynı olduğunu sizlere gösterebilmek için birkaç tipik olaydan bahsedeceğim. Bu açık örneklerle, sizlere tüm hastalıkların, bozuklukların, sağlıksız görünüm veya hastalık belirtilerinin kolaylıkla açıklanabileceğini, dolayısıyla mukus ve kan zehirlenmesiyle (Toksemi) bölgesel bir tıkanmanın teşhis edilebileceğini izah etmeye çalışacağım. Atıkların yoğun olarak biriktiği yer, mide ve bağırsaklardır, özellikle kalın bağırsaklar. Bu bölgelere “kronik-artık-deposu” da diyebiliriz. Hastalıkların ve zayıflıkların tüm belirtilerinin yansıması, insan organizmasının kalın bağırsağından kaynaklanmaktadır.
Bu nedenle gribal bir enfeksiyon, burun boşluklarında, boğaz ve bronşlarda birikmiş atık maddelerinden kurtulmaya yardımcı olan bir rahatsızlıktır.
Akciğer İltihabı
Bu hastalıkta, enfeksiyon daha derinlerde meydana gelmiştir ve hayati önem taşıyan süngerimsi bir organ olan akciğerleri mukustan arındırma amacını gütmektedir. Daha derin bir temizlik için kanama da meydana gelebilir. Bütün organizma alarm durumuna geçer, kan dolaşımına girmiş olan atık maddelerin sürtünmesiyle vücut ısısı yükselir ve bu da rahatsızlığa neden olduğu için doktor bu “arındırma işlemini” ilaç ve besinlerle bastırmaya çalışır, oysa yapmış olduğu aslında doğanın iyileştirme sürecini bloke etmekten başka bir şey değildir. Hasta bu müdahale sonucu hayatta kalsa bile atık boşaltımı kronik hale gelir ve işte bu duruma tüberküloz denir.
Tüberküloz
Tüberküloz hastası sürekli olarak mukus atar. Ve ne yazık ki bu durum mukus oluşturucu besinlerle daha da yoğunlaştırılır. Normal durumlarda doğal yollarla vücuttan atılan mukus, bu hastalık sırasında akciğerler yoluyla dışarı atılır. Bunun sonucunda da akciğerler gittikçe işlevinde zorlanır.
Hayati önem taşıyan akciğer organı, yani insan makinesinin pompa işlevi gören organı, kan dolaşımı için gereken fonksiyonları yapamaz hale gelir. En nihayetinde de organın tüm hücre sistemi yavaş yavaş çökerek, işlemez hale gelir ve hasta ölür.
Diş Ağrısı
Diş ağrısı da doğanın uyarı sinyalidir: “Yemeyi kes! Onarmam gerekiyor; burada atık ve iltihap birikmiş. Kalsiyum içermeyen besinleri çok fazla tüketmişsin=Et.”
Romatizma ve Gut
Bu hastalıklarda mukus ve ürik asit daha çok eklemlerde birikmiştir. Et ağırlıklı beslenen kişinin vücudunda yoğun miktarlarda atık maddesi ve ürik asit birikmiştir. Kan dolaşımı açısından dokuların en hassas olduğu bölgelerden biri de eklemlerdir.
Mide Problemleri
Mide, hastalık yapıcı maddelerin vücuda girmesi bakımından merkezi bir önem taşımaktadır. Bu organın öğünler sonrasında gerçekleşen boşaltma yeteneğinin bir sınırı vardır. Her besin (en iyisi bile) midede sürekli olarak bulunan asitli mukusla karışmaktadır. İnsanın bu koşullara nasıl dayanabildiği inanılır gibi değil.
Guatr
Guatr, doğanın büyük miktarlarda atık maddelerini akıllıca bir araya toplayarak bir depo haline getirmesidir. Bu deponun oluşturulmasındaki amaç, atıkların kan dolaşımına karışmasını önlemektir.
Ülser
Prensipte aynı amaca dayanmaktadır, ancak bu kez boşaltım dışarıya doğru gerçekleşir.
Kekemelik
Mukusun boğazda ses tellerini kısıtlayan özel bir birikimidir. Bu durumdan yakınan birçok hastayı bizzat iyileştirdim.
Karaciğer ve Böbrek Rahatsızlıkları
Bu organlar süngerimsi yapıdadır ve fonksiyonları da fizyolojik bir süzgece tekabül eder. O nedenle, mukusla tıkanması sıkça görülen bir durumdur.
Cinsel Hastalıklar
Bu hastalıklarda mukus boşaltımı bu organlar kanalıyla gerçekleşir. Kolaylıkla tedavi edilebilirler. Frengi hastalığına sadece ilaç kullanımı bile neden olabilmektedir. Ne kadar çok ilaç kullanılmışsa – özellikle cıva – tedavi de o ölçüde dikkatle uygulanmalıdır.
Göz ve kulak rahatsızlıkları
Miyop (uzak görmez) veya hipermetrop (yakın görmez) hastalıklarının nedeni gözlerde oluşan tıkanmadır. İşitme sorunları bu organlarda meydana gelen birikimden oluşmaktadır. Aynı temel ilkeler çerçevesinde bizzat iyileştirdiğim bazı körlük ve sağırlık vakaları olmuştu.
Akıl hastalıkları
Akıl hastalığı olan her insanda, kan hücumunun yanı sıra özellikle beyninde tıkanmalar olduğunu ortaya çıkardım. Çıldırmanın eşiğinde bulunan bir adam dört haftalık bir oruç küründen sonra iyileşmişti. Oruç yöntemiyle hiçbir hastalık, akıl hastalığı kadar kolay iyileştirilemiyor. Aklını yitiren birinin doğal dürtüsü yememesi gerektiğini söyler. Mukussuz besinle tedavi edilen bütün hastalıklarda, hastaların büyük veya küçük çapta zihinsel bozukluklarından kurtulduğunu tespit ettim. Oruç küründen sonra zihin daha da netleşiyor.
Düşünce birliği, karmaşayı yok ediyor. Düşünce dünyasındaki kaos, büyük ölçüde beslenmeden kaynaklanıyor. Bir insanda eğer normal olmayan bir şeyler göze çarpıyorsa, önce midesi incelenmeli. Zihinsel olarak hastalanan insanın beyninde fizyolojik bir gaz basıncı söz konusudur.