Aslı tekye olan ve Farsça’da dayanmak, dayanılan yer anlamlarına gelen bu söz, tekyegah diye de kullanılır. Derviş denen tasavvuf ehlinin toplandıkları, zikrettikleri, kendilerince tekarrür etmiş töreyi yerine getirdikleri yapı ve müştemilatına denir. Türkçe’de “tekke” diye kullanılır. Hatta, “derviş dervişi tekkede, hacı hacıyı Mekke’de bulur” diye bir atasözü de vardır.
Tekkeye, gene Farsça olan ve huzur, büyüklerin kapısı, kapı yanı anlamına gelen “dergah” da denir.
Tarikatın, yani tasavvuf yollarından birinin mensuplarına mahsus olan ve o tarikatin büyüklerinden birinin şeyh olduğu, yahut büyük birinin yattığı tekkeye “hankaah” derler; bu söz de Farsça’dır. Bir de gelip geçen dervişlerin birkaç gün konuk edilecekleri küçük tekkeler vardır ki, bunlara da “zaviye” adı verilmiştir. Bu söz, bucak anlamındadır ve Arapça’dır.