Bağımlı olmak, bir sözleşmenin sonucu değildir. Bir rolle ilişkili olmadığı gibi, bir sosyal sınıfa ait olmakla da oluşmaz. Bağımlı olmak, kişinin saygınlığını düşürmesidir. Bir iç dağılmanın sonucudur.
Bu iç durum, bu çürüme, çalışılan bir iş biçimini alır ve ast bir unvan görünüşüne bürünür. Bağımlı olmak, kendi korkularına ve hayali kuruntularına esir düşmüş hasta bir aklin eseridir. Bağımlılık hali, “düş”ün teslim edilmesinin görünür sonucudur.
Bağımlılık, varlığın bir hastalığıdır. Kişinin bütünlüğe erişmemesinden kaynaklanır. Bağımlı olmak, kişinin kendisine inanmayı kestiğinin ve yaratmayı bıraktığının göstergesidir.
Bağımlılık, düşün reddedilmesidir. Bağımlılık, özgürlükten yoksunluğu ve yasamdan vazgeçişi gizlemek için insanların taktıkları maskedir.
Milyonlarca kişi gibi sen de bütün yaşantını, içinde yaşam olmayan kuruluşların katmanları arasında saklanarak geçirdin.
Özgürlüğünü bir avuç uydurma gerçeklikle takas ettin.
İpnotik uykundan ayılmanın, vahim yaşam görüşünü bırakmanın artık zamanıdır.